İhalenin iptaline ilişkin kararlardan sadece şikayet ve itirazen şikayet üzerine alınanlar itirazen şikayete konu edilebilmektedir. Buna rağmen aşağıya alınan İdare Mahkemesi kararına konu olayda, şikayet ve itirazen şikayet olmaksızın alınan ihale iptal kararına karşı Kamu İhale Kurumu’na itirazen şikayet yolu idarece adres olarak gösterilmiştir. Ancak görevsizlik nedeniyle başvurusunun reddedilmesi üzere, İdarece doğru bilgilendirme yükümlülüğüne aykırı davranılarak zarara neden olduğu ileri sürülerek işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istenilmiş ve Mahkemece de bu istek kabul edilmiştir.
İdarece ödenen bu tazminatın sorumlulara rücu edileceği düşünüldüğünde, İhale sürecinde görev alan kimselerin mevzuatı yakından takip etmeleri gerektiği düşünülmektedir. Bu kapsamda yasal ve ikincil mevzuat düzenlemeleri başta olmak üzere KİK ve Mahkeme kararları da takip edilmelidir.
İncelemeye konu İdare Mahkemesi kararında;

Anayasa’nın, “Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü” başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu belirtilmiş, “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” kuralı, “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesine 4709 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle eklenen ikinci fıkrasında, “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” kuralı yer almış, 40. maddenin 2. fıkrasının gerekçesinde, bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanmasının amaçlandığı, son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk haline geldiği belirtilmiş, 125. maddesinin son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde, “İstekli: Mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalesine teklif veren tedarikçi, hizmet sunucusu veya yapım müteahhidini” tanımına yer verilmiş; 54. maddesinde, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabileceklerin, bu Kanun’da belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunabilecekleri, şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularının, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idarî başvuru yolları olduğu kurala bağlanmış; 55. maddesinde, ihale sürecindeki işlem veya eylemlerin hukuka aykırılığı iddiasıyla bu işlem veya eylemlerin farkına varıldığı veya farkına varılmış olması gereken tarihi izleyen günden itibaren 21. maddenin (b) ve (c) bentlerine göre yapılan ihalelerde beş gün, diğer hâllerde ise on gün içinde ve sözleşmenin imzalanmasından önce, ihaleyi yapan idareye şikâyet başvurusunda bulunulacağı, belirtilen süre içinde bir karar alınmaması durumunda başvuru sahibi tarafından karar verme süresinin bitimini, süresinde alınan kararın uygun bulunmaması durumunda ise başvuru sahibi dâhil aday, istekli veya istekli olabilecekler tarafından idarece alınan kararın bildirimini izleyen on gün içinde Kuruma itirazen şikâyet başvurusunda bulunulabileceği; 56. maddesinde, idareye şikâyet başvurusunda bulunan veya idarece alınan kararı uygun bulmayan aday, istekli veya istekli olabilecekler tarafından 55. maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen hâllerde ve sürede, sözleşme imzalanmadan önce itirazen şikâyet başvurusunda bulunulabileceği, ihalenin iptaline ilişkin işlem ve kararlardan, sadece şikâyet ve itirazen şikâyet üzerine alınanların itirazen şikâyete konu edilebileceği ve bu kararlara karşı beş gün içinde doğrudan Kurum’a başvuruda bulunulabileceği kuralına yer verilmiş; 56. maddesinin ikinci fıkrasında, Kurumun itirazen şikâyet başvurularını başvuru sahibinin iddiaları ile idarenin şikâyet üzerine aldığı kararda belirlenen hususlar ve itiraz edilen işlemler bakımından eşit muamele ilkesinin ihlal edilip edilmediği açılarından inceleyeceği kuralı yer almıştır.

İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmeliğin 23. maddesinin 03.05.2011 tarih ve 27923 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değişik ikinci fıkrasında; “Hukuki durumda değişiklik yaratan Kurul kararlarının eksik veya yanlış uygulandığını iddia eden ilgililer, bu hususa ilişkin başvuruyu itirazen şikâyet başvurusu olarak doğrudan Kuruma yaparlar.” kuralı yer almaktadır.

İdari işlemlere karşı başvuru yollarının ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce işlemde belirtilmesi hukuk güvenliği ilkesinin gereğidir. Anılan Anayasa hükmü ile idareye, işlemlerinde ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.

Kamu idareleri görmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini yürütürken kanunlara ve hukukun genel ilkelerine uygun hareket etmek zorunda olup, idarenin bu yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmeyerek maddi ya da manevi bir zarara neden olması durumunda zararı tazminle yükümlü olacağı Anayasa’nın yukarıda anılan amir hükmü uyarınca bir zorunluluk ve aynı zamanda da hukuk devletinin gereğidir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı Şirketin, davalı İdarece …/…/… tarihinde açık ihale usulü yöntemi ile gerçekleştirilen ……… ihale kayıt numaralı “……. yılı Eğitim Organizasyonu Hizmet Alımı İşi” ihalesinin …/…/… tarih ve …. sayılı İhale Komisyonu kararıyla iptal edilerek davacı Şirkete tebliğ edilmesine ilişkin …/…/… tarih ve …………… sayılı ……………. Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü işlemiyle, kararın tebliğ tarihinden itibaren beş gün içerisinde Kamu İhale Kurumu’na itirazen şikayet başvurusunda bulunulabileceğinin bildirilmesi üzerine, davacı Şirket tarafından mevzuat uyarınca yatırılması zorunlu olan 4.280,00-TL başvuru bedeli yatırılmak suretiyle Kamu İhale Kurumu’na yapılan itirazen şikayet başvurusunun Kamu İhale Kurumu’nun …/…/… tarih ve …… sayılı kararıyla; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 56. maddesi kapsamında ihalenin iptaline ilişkin kararlardan sadece şikayet ve itirazen şikayet üzerine alınanların itirazen şikayete konu edilebileceği gerekçesiyle görev yönünden reddedilmesi nedeniyle, doğru bildirme yükümlülüğüne aykırı davranılarak yanlış yönlendirildiğinden bahisle ödenen 4.280,00-TL itirazen şikayet başvurusu bedelinin işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta; yukarıda yer verilen mevzuatın değerlendirilmesinden, ihalenin iptaline ilişkin kararlardan sadece şikayet ve itirazen şikayet üzerine alınanların itirazen şikayete konu edilebileceği açık olduğundan, Kamu İhale Kurumu’nun görev yönünden reddedilmesine yönelik kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak davaya konu ihalenin iptali işlemine karşı kanun yolu olarak davalı İdarece hukuka aykırı olarak Kamu İhale Kurumu’na itirazen şikayetin belirtilmesi nedeniyle davacı Şirket tarafından itirazen şikayet başvurusunun yapıldığı dikkate alındığında, davalı İdarenin kanun yolunu doğru bildirmemek suretiyle hizmet kusurunun bulunduğu anlaşılmakla, davacı Şirketin İdarenin hukuka aykırı işlemi nedeniyle masraf olarak harcamak zorunda kaldığı 4.280,00-TL itirazen şikayet başvuru bedelinin yukarıda aktarılan Anayasanın 125. maddesinde düzenlenen İdarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödeme yükümlülüğü çerçevesinde hizmet kusuru bulunan davalı İdarece tazmini gerektiği sonucuna varıldığından, davacı Şirketin 4.280,00-TL maddi zararının davanın açıldığı …/…/… tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, 4.280,00-TL maddi zararın davanın açıldığı …/…/… tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, aşağıda ayrıntısı gösterilen 174,70-TL yargılama giderinin ve 1.362,00-TL vekalet ücretinin davalı İdareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta avansının hükmün kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine, 2577 sayılı Kanun’un 45. maddesi uyarınca konun yolu kapalı olduğundan kesin olmak üzere, 28/02/2019 tarihinde karar verildi.
İfadeleri yer almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz