5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Sözleşmelerin tasfiyesi veya devri
GEÇİCİ MADDE 4- 31/8/2018 tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihalesi yapılan (3 üncü maddesindeki istisnalar dâhil) ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden sözleşmeler, imalat girdilerinin fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmesi nedeniyle, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak idarenin onayına bağlı olarak feshedilip tasfiye edilebilir veya devredilebilir. Bu durumda devir alacaklarda ilk ihaledeki şartlar, devir tarihi itibarıyla aranacak olup devirden veya fesihten kaynaklanan kısıtlama ve yaptırımlar uygulanmaz. Yüklenimi ortak girişim tarafından yürütülen sözleşmelerde ortaklar arasında devir veya hisse devirlerinde ilk ihaledeki yeterlik şartları aranmaz. Sözleşmesi feshedilen veya sözleşmeyi devreden yüklenicinin teminatı iade edilir. Bu fıkra kapsamında devredilen sözleşmeler ile bu fıkra kapsamına girmekle birlikte devredilmeyen sözleşmelerde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla süre uzatımına ilişkin kısıtlama ve şartlara tabi olunmaksızın Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak idare tarafından süre uzatılabilir.
Sözleşmenin bu madde kapsamında feshedilerek tasfiye edilmesi veya devredilmesi durumunda yüklenici, fesih veya devir tarihine kadar gerçekleştirdiği imalatlar dışında idareden herhangi bir hak talebinde bulunamaz. Yüklenici tarafından, işin idarece uygun görülecek can ve mal güvenliği ile yapı güvenliğine yönelik tedbirlerin alınması şarttır. Bu kapsamda düzenlenecek fesihnamelerden ve devredilecek sözleşmelerden damga vergisi alınmaz.”
Madde gereği yüklenicilerin devir, süre uzatımı ve fesih taleplerine ilişkin 19.03.2019 tarihi mesai bitimine kadar idareye başvurmaları gerekmektedir. Bu da yetmemekte, Hazine ve Maliye Bakanlığının aynı zamanda uygun görüş vermesi gerekmektedir. Öyle gözüküyor ki Kanunun çıkmış olduğu tarih ile tasfiye onay tarihleri arasında 3-4 aylık bir süre geçeceğe benziyor. Bu durum idareler ve yükleniciler açısından belirsizlik oluşturmaktadır.
Madde düzenlemesi başvuru tarihi itibariyle sözleşmelerin durumuna ilişkin bir açıklama getirmemiştir. Bu itibarla tasfiye kararı alınıncaya kadar sözleşmelerin yürürlükte olduğunun kabulü gerekir.
Ancak bu durum özellikle cezalı çalışılan işler açısından sorun teşkil etmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığının uygun görüşünü bekleme zorunluluğunun olması bu süreci daha da uzatmaktadır. Tasfiye için başvurulan işlerin -özellikle de yapım işlerinin- büyük oranda durdurulmuş olduğu da bir gerçektir. Bu nedenle tasfiye edilen işlerde, tasfiye başvuru tarihi ile tasfiye tarihi arasında –işlerin fiilen durdurulmuş olduğu da göz önüne alındığında- gecikme cezası tahsilinin hakkaniyetli olmadığı düşünülmektedir. Bu nedenle anılan kesintilere karşı hak arama yollarının kullanılabilmesi için ilgili kesintilere karşı ihtirazi kayıt konulması önem arz etmektedir.