Munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının malvarlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Başka bir anlatımla, munzam zarar, borçlu temerrüdü ile oluşmaya başlayan, asıl borcun ifasına kadar ki zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan bağımsız yeni bir maddi tazminat borcu olarak tanımlanabilir.
Munzam zararın gerçekleştiğinin davacı tarafından yasal delillerle ve somut olarak kanıtlanmasının gerekip gerekmediği hususunda iki ayrı görüş ön plana çıkmaktadır.
Bir görüş doğrultusunda para borcunun geç ödenmesi sebebiyle alacaklı, temerrüt faiziyle karşılanmayan munzam zararının ödetilmesini istediğinde; temerrüde uğrayan alacağın varlığını, bu alacağın ödenmemesi sebebiyle temerrüt faizini aşan zararı bulunduğunu somut olarak ve yasal delilerle kanıtlamalıdır.
İkinci bir görüş doğrultusundaki munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır.
Yargıtay’a yansıyan somut olayda, haksız ceza uygulaması ile zarara uğradıklarını, davacıya ait çeklerin karşılıksız çıkması sebebiyle kredi kullanamadığını ve üretim yapamaz hale geldiğini, taşınmazlarını satarak bir kısım borçlarının ödendiğini, hak edişlerin haczi ile ödenen icra takip ve miktarı sebebiyle ..TL, ödenmeyen icra takiplerine dair zararın ise .. TL olduğunu, ihaleye katıldığını ihaleyi kazandığını, ancak hakedişlerine el konulması sebebiyle hammadde alamadığını, bankalardan kredi kullanamadığı gibi, sözleşme yükümlülüklerini yerine getiremediğinden .. TL kar etmesi gerekirken davalının kusuru sebebiyle işi tamamlayamadığından ..tarafından söyleşmenin feshedildiğini ve .. TL teminat mektubunun paraya çevrildiğini, bunların yanında .. ile yağmur suyu ızgara alımına dair imzalanan sözleşme uyarınca ilk 3 parti malı teslim ettiğini, ancak son parti malın davalının hukuka aykırı talep ve uygulamaları sebebiyle teslim edilememesi, SGK ve Vergi dairesi ve taşınmazların rayicin altında satılmak zorunda kalınmasından, banka kredilerinin geç ödenmesinden, yada ödenememesinden, kaynaklanan zararları oluştuğu bunun ödenmesi talep edilmiştir.
Yargıtay davacının alacağına geç kavuşması sebebiyle gerek, icra takipleri nedeniyle, gerekse yapılamayan teslimatlar sebebiyle ve ayrıca, SGK ve Vergi Dairesine geç ödemeler ve yine taşınmazların elden çıkartılmak zorunda kalınması ve banka kredilerinin geç ödenmesi gibi hususlar üzerinde durularak, buna dair tüm deliller tam olarak toplanıp, illiyet bağının varlığı da tartışılarak davacının munzam zararı varsa hesaplattırılması ve alınacak rapora itirazlar da değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiğine hükmedilmiştir.