7161 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla kamu ihale sözleşmelerinin devrine, fesih edilebilmesine ve süre uzatım verilebilmesine imkan getiren düzenlemeler yapılmıştı. Anılan madde çerçevesinde yükleniciler devir, süre uzatımı ve fesih taleplerine ilişkin 19.03.2019 tarihine kadar idarelere başvuruları yaptılar. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı görüşlerinin bir çoğunun tasfiye başvurularının uygun görülmediği şeklinde olduğu, idareler de bu konuda insiyatif kullanmayarak tasfiye başvurularını kabul etmedikleri anlaşılmaktadır.

Peki idarelerin tasfiye başvurularına vermiş olduğu red kararları idari yargıda dava konusu edilebilir mi?

İhale süreci, ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemler sürecidir. Bu safhada gerçekleştirilen işlemler idare hukukunun alanına girer ve bu işlemlerden doğan uyuşmazlıklar idari yargının denetimine tabidir. Buna karşılık sözleşme süreci, sözleşmenin imzalanması ile başlayıp mal, hizmet veya yapım işinin kabulüyle tamamlanan işlemler sürecidir. Bu safhada gerçekleştirilen işlemler özel hukukunun alanına girer ve bu işlemlerden doğan uyuşmazlıklar adli yargının denetimine tabidir.

İdarelerin tasfiye başvurularına vermiş olduğu red kararları esas itibariyle sözleşme sürecinde gerçekleşen bir işlemdir. Ancak 7161 sayılı kanunla getirilen düzenleme ile özel bir tasfiye süreci öngörülmüş olup, fiyat artışlarına bağlı olarak bir defalığına sözleşmelerin Bakanlık görüşü ve İdare Onayı ile tasfiyesine imkan sağlamıştır. Bu noktada İdarelerin tasfiye başvurularına vermiş olduğu red kararları idari işlem mahiyetindedir ve idare mahkemesinde dava edilebilmelidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz