Söz konusu iptal kararı ve gerekçesine ilişkin açıklama incelendiğinde, bahse konu tüm bu hususların ilk ihale komisyonu kararının (12.02.2021)  alınması aşamasında da mevcut olduğunun görüldüğü ve ihalenin mevcut şartlarda ilk komisyon kararı ile ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibi istekliye bırakıldığı,  ilk ihale komisyonu kararından sonra ihale konusu işin esasına yönelik ortaya çıkan yeni ve ihalenin iptal edilmesini gerektirecek somut dayanakların bulunmadığı, iş planında yapılması gerekli olan değişikliklerin ve ihtiyaç duyulan personel sayısının iş eksilişi ile karşılanıp karşılanamayacağı yönünde bir hesaplama veya değerlendirmede bulunulmadığı gibi 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 24’üncü maddesinde yer alan iş eksilişi hükümleri uyarınca geriye kalan kontrollük ve danışmanlık hizmeti alımı ihtiyacının iptale konu ihale kapsamında gerçekleştirilebileceği,

 

Ayrıca ihalenin iptal edilmesine ilişkin açıklama yazısında danışmanlığı yapılacak yapım işinin kapsamının fiziki olarak %71, nakdi olarak %65 azaldığı değerlendirmesinde bulunulduğu görülmekle birlikte, söz konusu daralmanın itirazen şikayete konu ihaleye etkisi hakkında açık bir tespit yapılmadığı görülmüştür.

 

Ayrıca, İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik’in “Kararların uygulanması” başlıklı 23’üncü maddesinde “(1) İdare, hukuki durumda değişiklik yaratan Kurul kararlarının gerektirdiği işlemleri ivedilikle yerine getirmek zorundadır.” hükmü yer almaktadır.

 

Kamu İhale Kurulu tarafından verilen kararlar bağlayıcı nitelik taşımaktadır. Yani hem ihaleye teklif veren tarafları hem de idareyi bağlamaktadır. Kurul kararlarının Kanunun belirlediği amaç doğrultusunda, tarafların hak ve menfaatlerini koruyucu sonuç ifade edebilmesi ve etkinlik sağlayabilmesi, kararlarda yer alan gerekçe ve sonuç hükümleriyle tarafların bağlı olması ve uygulamalarını bu yönde yapmaları ile mümkündür. Aksi takdirde Kurulun, idarelerin ihalelerle ilgili eylem ve işlemlerini denetleme, iptal veya düzeltici işlem tesisine karar vermesinin tarafların hak ve menfaatlerini koruyucu etkisi olmayacağı, bu durumda mevzuat ile amaçlanan hukuki denetimi etkisiz kılacağı anlaşılmaktadır. Bu çerçevede idarelerin Kurul kararlarını şeklen uygulamış görünerek esasta Kurul kararını etkisiz ve sonuçsuz hale getirecek işlem tesis etmesinin, idarenin hukuka aykırı davranması ve idarenin güvenirliği ilkelerinin ciddi ölçüde zedelenmesi anlamına geleceği anlaşılmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz