Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, davacı ile ING Bank A.Ş. ile yaptığı hizmet alım işine ilişkin “Genel Müdürlük Binası ve İstanbul Operasyon ve Teknoloji Merkez Binası Kahramanmaraş Operasyon ve Çağrı Merkezi Bina İşletimi Sözleşmesi”nin “Sözleşmenin Süresi” başlıklı 11. maddesinde “Taraflar arasında imza edilen işbu sözleşme 01/08/2014 tarihinden itibaren 2 yıl süre ile akdedilmiştir. Hizmet bedeline sözleşmenin 1. yılı tamamlanmasına müteakip her yıl Türkiye İstatistik Kurumu ÜFE ile TÜFE’nin on iki aylık ortalamalara göre değişim oranları toplamının ‘/z’si oranına göre artış yapılacaktır. Taraflar, sözleşmenin süresinin sona ermesinden 30 gün önce yazılı bildirimde bulunmadıkları takdirde sözleşme, kendiliğinden 1 yıl daha uzamış sayılır. İşbu sözleşmenin uzaması durumunda taraflar ödeme koşullarında mutabık kalacaktır..” düzenlemesine yer verildiği, anılan hükme istinaden 01/06/2016 tarihinde imzalanan ve “İşbu protokol müşteri ve firma arasında 01.08.2014 tarihinde imzalanan sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Taraflar; 01.08.2016 – 31.12.2016 tarihleri arasında işbu sözleşme içerisindeki tüm bedellerin aynı birim fiyatlar ve şartlar üzerinden devam edeceği hususunda karşılıklı mutabakat sağlamışlardır.” şeklinde düzenlenen ek protokol ile sözleşme süresinin sözleşmede hiç bir değişiklik yapılmayarak 31/12/2016 tarihine uzatıldığı, 01/08/2017 tarihinde imzalanan ek protokol ile sözleşme bedelinde değişiklik yapılarak ve sözleşmeye yeni maddeler eklenmek suretiyle sözleşme süresinin 31/12/2017 tarihine uzatıldığı ve 01/04/2018 tarihinde imzalanan protokol ile sözleşme bedelinde değişiklik yapılarak sözleşme süresinin 31/12/2017 tarihine uzatıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığın, davacı ile ING Bank A.Ş. arasında imzalanan hizmet alımına ilişkin sözleşmenin yapılan ek protokollerle süresinin uzatılması nedeniyle, anılan uzatma sürelerinin ayrı birer sözleşme olup olmadığı ve bu bağlamda “tek sözleşme” kavramı kapsamında değerlendirilmesi gerekip gerekmediğinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

İki tarafın, hukukî sonuca yönelik karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini açıklamalarıyla meydana gelen bir hukukî işlem olan sözleşmenin, süresinin de taraflarca belirlenmesi esastır. Belirlenen sürenin sona ermesi halinde sözleşme ilişkisinin sona ereceği de açıktır. Bununla birlikte, davacı ile ING Bank A.Ş. arasında 25.09.2014 tarihinde imzalanan sözleşmenin “Sözleşmenin Süresi” başlıklı 11. maddesi gibi bir hükme dayanılarak, sözleşme ilişkisi sona ermeden ve fasıla verilmedikçe, konusu, tarafları, şartları ve bütün unsurları aynı tutularak mutabakat yahut irade açıklamalarıyla birbirini izleyen süre uzatımına ilişkin protokollerin yeni birer hukukî ilişki niteliğinde olmadığı, aynı sözleşmenin devamı olarak kabulünün, tarafların gerçek iradesine, hukuka ve olayların doğal akışına uygun olduğu değerlendirilmektedir. Başka bir anlatımla, mevcut bir sözleşmede yer alan hüküm çerçevesinde, var olan borç ilişkisi yeni bir borç oluşturulmak suretiyle sona erdirilmediği ve tarafların yükümlülüklerinin yalnızca süresinin uzatıldığı bir akdin, yeni bir sözleşme olarak nitelendirilmesi mümkün görülmemektedir.

Davacı ile ING Bank A.Ş. arasında 01/06/2016 tarihinde imzalanan ilk protokolde, “İşbu protokol müşteri ve firma arasında 01.08.2014 tarihinde imzalanan sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Taraflar; 01.08.2016 – 31.12.2016 tarihleri arasında işbu sözleşme içerisindeki tüm bedellerin aynı birim fiyatlar ve şartlar üzerinden devam edeceği hususunda karşılıklı mutabakat sağlamışlardır.” denilerek protokolün var olan borç ilişkisi yeni bir borç oluşturulmak suretiyle sona erdirilmediği ve tarafların yükümlülüklerinin yalnızca süresinin uzatıldığı bir protokol olduğu anlaşıldığından tek sözleşme kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, sözleşme süresini 31.12.2017’ye kadar uzatan ikinci protokolde ve sözleşme süresini 31.12.2018’e kadar uzatan üçüncü protokolde sözleşme bedeli de değiştirilmek suretiyle işin devamının sağlanması yönünde anlaşma yapıldığı görüldüğünden bu protokollerin yeni bir sözleşme niteliğinde olduğu tek sözleşme kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, davacının 01/06/2016 tarihinde imzalanan ve sözleşme süresini 31.12.2016 tarihine uzatan protokolün ilk sözleşmeden ayrı ve bağımsız bir sözleşme olarak kabulünün hukuken mümkün olmadığından, davacının ihalede sunduğu iş deneyim belgesine esas olarak sunduğu sözleşmenin 01.06.2016 tarihinde imzalan ek protokolle birlikte tek bir sözleşme olarak değerlendirilerek asgari iş deneyim tutarını sağlayıp sağlamadığı yönünde bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken bu ek protokol dikkate alınmaksızın asgari iş deneyim tutarını sağlamadığı tespit edildiğinden bahisle davacının teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmamıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz