Konuya ilişkin olarak Devlet Personel Başkanlığı tarafından 4 Temmuz 2018 tarihli görüş yazısı :

696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 127 nci maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 24 üncü madde kapsamında Belediye  şirketinde işçi statüsüne geçirilenlerim imza yetkileri konusunda görüş talep edilmiştir.

Anılan görüşte özet olarak, belediye şirketinde işçi statüsünde geçirilen alt işveren çalışanlarının belediyenin asli personeli olmadıkları gerekçesiyle belediye işlemleriyle ilgili olarak imza ve paraf yetkilerinin olamayacağı değerlendirilmiştir.

Ancak anılan görüşün belediye şirketinde işçi statüsüne geçirilenlerle ilgili olduğunu, dolayısıyla kadroya geçirilen taşeron işçileri kapsamadığını söylemeliyiz.

Anılan görüşün ilgili kısmı aşağıya alınmıştır.

….

Bilindiği üzere Anayasamızın 128’inci maddesinde; “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.” Hükmü yer almaktadır. Söz konusu hükümden anlaşılacağı üzere, Devletin asli ve sürekli görevlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülmesi, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri hususlarının ise Kanunla düzenlenmesi zorunlu kılınmıştır. Devlet memurluğunun bir statü hukuku olarak mevzuatta düzenlenmesi ve memurların bu hukuk çerçevesinde istihdam edilmeleri Anayasal bir gerekliliktir. Bununla birlikte Anayasamızın 53 üncü maddesinde yer alan ‘’işçiler ve iş verenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacı ile toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler. … Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. …’’ İfadesi dikkate alındığında ise, işçiler ve diğer kamu görevlilerine ilişkin hükümlerin ayrı ayrı düzenlendiği, işçi statüsünde bulunanların diğer kamu görevlileri içerisinde yer almadığı açıkça görülmektedir.

Diğer taraftan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4’üncü maddesinde kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle gördürüleceği belirtilmiştir olup, aynı maddenin (A) bendinde memur, (B) bendinde sözleşmeli personel ve (D) bendinde işçi tanımına yer verilmiştir. Söz konusu maddenin (A) bendinde memurlar; ‘’Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır.

Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlarda memur sayılır’’ şeklinde, (D) bendinde de işçiler; “(A), (B) ve (C) fıkralarında belirtilenler dışında kalan ve ilgili mevzuatı gereğince tahsis edilen sürekli işçi kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli işçiler ile mevsimlik veya kampanya işlerinde ya da orman yangınlarıyla mücadele hizmetlerinde ilgili mevzuatına göre geçici iş pozisyonlarında altı aydan az olmak üze re belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan geçici işçilerdir. Bunlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz. ” şeklinde tanımlanmıştır.

Öte yandan, 657 sayılı Kanunun “Vekalet görevi ve aylık verilmesinin şartları” başlıklı 86’ncı maddesinde; “Memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırılması nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabilir. Bu Kanuna tabi kurumlarda mali, nakdi ve ayni sorumluluğu bulunan saymanlık kadrolarının boşalması halinde bu kadrolara işe başladıkları tarihten itibaren vekalet aylığı verilmek suretiyle memurlar arasından atama yapılabilir” hükmüne yer verilmiş olup, bu hüküm uyarınca işçi statüsünde bulunan personelin memur kadrolarına vekalet ettirilmesine izin verilmemiştir.

Ayrıca, kamu kaynaklarının etkili ve verimli kullanılması, yerel hizmetlerin dengeli dağılımının temin edilmesi, belediyeler tarafından sunulan hizmetlerde kalitenin artırılması, ihtiyaç duyulan nitelik, unvan ve sayıda personelin sağlanması amacıyla “Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik”in “Kapsam” başlıklı 2’nci maddesinde “Bu Yönetmelik belediyeler ve bağlı kuruluşları ile belediye ve il özel idarelerinin üye oldukları mahalli idare birliklerinde istihdam edilen memur, sözleşmeli personel, sürekli işçi ve geçici işçi pozisyonlarında çalışanları kapsar.” Hükmü ile belediyede istihdam edilen personellere ilişkin kapsam belirlenmiştir.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde: işçi statüsünde olanların memur kadrolarına vekalet etmesinin mümkün olmaması, memurlar tarafından görülmesi gereken ve memur gibi istihdam edilmiş olmak anlamına gelecek iş ve işlemlerin işçilere yaptırılması, resmi yazışmalarda sorumluluk taşımak niteliğinde olana imza ve paraf yetkisinin işçiler tarafından kullanılmasının genel olarak hukuka aykırı olacağı değerlendirilmekte olup, diğer taraftan da belediyelerde mezkur yönetmelik kapsamındaki istihdam edilen personel tarafından yürütülmesi öngörülen hizmetlere ilişkin olarak imza ve paraf yetkisinin. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 24 üncü maddesi kapsamında belediye şirketinde işçi statüsünde geçirilen alt işveren çalışanlarına belediyenin asli personeli olmadıkları da dikkate alındığında verilmesinin mümkün bulunmadığı mütalaa edilmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz