Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı

   Madde 28 – (Değişik: 30/5/1974 – KHK-12; Değiştirilerek kabul: 15/5/1975 – 1897/1 md.)

   Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç). (Ek cümle: 8/8/2011 – KHK-650/38 md.; İptal cümle: Anayasa Mahkemesinin 18/7/2012 tarihli ve E.: 2011/113, K.: 2012/108 sayılı Kararı ile.; (…)(1) Yeniden düzenleme son cümle: 2/1/2014 – 6514/9 md.) Memurlar, mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir iş yerinde veya vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışamaz.  

   (Değişik ikinci fıkra: 8/8/2011 – KHK-650/38 md.; İptal ikinci fıkra: Anayasa Mahkemesinin 18/7/2012 tarihli ve E.: 2011/113 K.: 2012/108 sayılı Kararı ile(1) ; Yeniden düzenleme: 2/1/2014 – 6514/9 md.) Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulmuş yardım sandıklarının yönetim, denetim ve disiplin kurulları üyelikleri ile özel kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın dışındadır.(2)

   Eşleri, reşit olmayan veya mahcur olan çocukları, yasaklanan faaliyetlerde bulunan memurlar bu durumu 15 gün içinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle yükümlüdürler,

 

ÖZET: Devlet Memurunun 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında her türlü eser çıkarabileceği, bu hususun 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28 inci maddesine aykırılık teşkil etmeyeceğine ilişkin (16/10/2006-20104)

Bir kamu kuruluşunda müfettiş olarak görev yaptığınızı, kitap yazıp yazamayacağınız ve telif ücreti alıp alamayacağınız hususlarında görüş talep eden ilgi dilekçe incelenmiştir.

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 28 inci maddesinde; “Memurlar Türk Ticaret Kanuna göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç).” hükmü yer almaktadır.

Ticaret sicili Nizamnamesinin 14 üncü maddesinde “Türk Ticaret Kanununun 12 nci maddesinde tarif edilen ticarethane veya fabrikalar ile 13 üncü maddesinde tarif edilen ticari şekilde işletilen diğer müesseseler ticari işletmedir.

Bir gelir sağlamayı hedef tutmıyan veya devamlı olmıyan faaliyetlerle Türk Ticaret Kanununun 17 nci maddesinde tarif edilen esnaf faaliyeti sınırlarını aşmıyan faaliyetler ticari işletme sayılmaz.”denilmektedir.

6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda bir ticari işletmeyi,kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir deneceği, ister gezici olsunlar,ister bir dükkanda veya bir sokağın muayyen yerlerinde sabit bulunsunlar,iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değil “esnaf” sayılacağı hükme bağlanmıştır.

5846 Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1 inci maddesinde “ Bu Kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir.” hükmü, 18 inci maddesinde “Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir.” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; gizli bilgileri bulundurmamak koşuluyla, Devlet Memurunun 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında her türlü eser çıkarabileceği, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamındaki bu tür faaliyetlerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28 inci maddesine aykırılık teşkil etmeyeceği değerlendirilmektedir.

***

ÖZET: 657 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde 650 sayılı KHK ile yapılan değişiklik sonrasında kamu kurum ve kuruluşlarında memur statüsünde görev yapan eğitim personelinin, özel öğretim kurumlarında görev alıp alamayacakları hk.(05/01/2012- 24471)

Bilindiği üzere 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, 26/08/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 650 sayılı KHK’nin 38 inci maddeyle değişik, “Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı” başlıklı 28 inci maddesinde; “Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç).

Memurlar, meslekî faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir işyerinde veya vakıf üniversitelerinde çalışamaz. Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim, denetim ve disiplin kurulları üyelikleri görevleri, özel kanunlarda belirtilen görevler ile kurumundan izin alınmak kaydıyla yapılan insanî ve sosyal amaçlı gönüllü çalışmalar bu yasaklamanın dışındadır…” hükmüne yer verilmek suretiyle, memurların meslekî faaliyette bulunmak üzere gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir işyerinde veya vakıf üniversitelerinde çalışamayacakları; ancak özel kanunlarda belirtilen görevlerin bu yasaklamanın kapsamı dışında olduğu ifade edilmiştir.

Diğer taraftan, 08/02/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 8 inci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkralarında; “İhtiyaç halinde, resmî okullarda görevli öğretmenlere asıl görevlerini aksatmamak ve aylık karşılığı okutmakla yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısını doldurmaları kaydı ve çalıştıkları kurumların izni ile sadece okullarda, aylık karşılığı okutmakla yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısının yarısı kadar ücretli ders verilebilir. Öğretmenlerin toplam ders saati sayısı haftada otuz saati geçemez.

Uzman öğretici, usta öğretici ve öğretmenlik yapma nitelik ve şartlarını taşıyan diğer Devlet memurlarına, ilgili birimlerin izniyle haftada on saati geçmemek üzere ücretli ders görevi verilebilir.

Ders saati ücretli olarak görevlendirileceklerle ilgili diğer hususlar yönetmelikle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

5580 sayılı Kanunun “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinin (b) bendinde ise, “özel öğretim kurumları” kavramı okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, dershaneleri, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, öğrenci etüt eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumları şeklinde tanımlanmış; (c) bendinde de “özel okul” kavramının sadece okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve ortaöğretim özel okullarını kapsadığı ifade edilmiştir.

Görüldüğü üzere; 657 sayılı Kanunun 28 inci maddesiyle, memurların meslekî faaliyette bulunmak üzere gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir işyerinde veya vakıf üniversitelerinde çalışamayacakları, ancak özel kanunlarda belirtilen görevlerin bu yasaklamanın kapsamı dışında olduğu belirtilmiş; özel kanun niteliğindeki 5580 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarıyla da, 657 sayılı Kanunun 28 inci maddesindeki ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyette bulunma yasağına istisna bir düzenleme getirilmiştir.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; Devlet memurları ile resmi okullarda görev yapan öğretmenlerin, 5580 sayılı Kanunun 8 inci maddesi kapsamında ders görevi alabilmelerinin mümkün bulunduğu mütalaa edilmektedir.

***

ÖZET: Devlet memurlarının 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun hükümleri uyarınca Kanunun amaç ve kapsamına uygun olan eğitim faaliyetlerinde görev alabileceklerine ilişkin (27/06/2008-11440)

Kurumunuz bünyesinde müsteşarlık müşaviri olarak görev yapan …’ın, uluslararası taşımacılık faaliyetlerinde sürücülük yapanlara yönelik olarak Sürücü Kursları Konfederasyonunca düzenlenecek S.R.C. Belgesi kursunda gümrük mevzuatı konularında ders verip veremeyeceği ile yine benzer durumdaki ilgili personelin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 87’nci maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar dışındaki kuruluşlarda çeşitli kurs veya eğitim seminerlerinde ders verip veremeyeceklerine ilişkin ilgi yazı incelenmiştir.

Diğer taraftan, 08/02/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun “Amaç ve kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde; “Bu Kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılacak özel öğretim kurumlarına kurum açma izni verilmesi, kurumun nakli, devri, personel çalıştırılması, kurumlara yapılacak mali destek ve bu kurumların eğitim-öğretim, yönetim, denetim ve gözetimi ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarının; eğitim-öğretim, yönetim, denetim, gözetim ve personel çalıştırılmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir. Bu Kanun, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişilerce açılan özel öğretim kurumları ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarını kapsar.” şeklinde, yapılan Kanuni düzenlemenin amacı ve kapsamı ortaya konulduktan sonra, konuyla ilgili olarak “Kurumlarda çalıştırılacak personel” başlıklı 8’inci maddesinde ise; “İhtiyaç halinde, resmi okullarda görevli öğretmenlere asıl görevlerini aksatmamak ve aylık karşılığı okutmakla yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısını doldurmaları kaydı ve çalıştıkları kurumların izni ile sadece okullarda, aylık karşılığı okutmakla yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısının yarısı kadar ücretli ders verilebilir. Öğretmenlerin toplam ders saati sayısı haftada otuz saati geçemez. Uzman öğretici, usta öğretici ve öğretmenlik yapma nitelik ve şartlarını taşıyan diğer Devlet memurlarına, ilgili birimlerin izniyle haftada on saati geçmemek üzere ücretli ders görevi verilebilir.” hükmüne yer verilmiş olduğu görülmektedir.

Yukarıdaki hükümler çerçevesinde, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun amaç ve kapsamına uygun olan eğitim faaliyetlerinde ve kurumlarda görev almak üzere; durumları ayrıca düzenlenmiş resmi okullarda görevli öğretmenlerle birlikte uzman öğretici, usta öğretici ve öğretmenlik yapma nitelik ve şartlarını taşıyan diğer Devlet memurlarına da, ilgili birimlerin izniyle haftada on saati geçmemek üzere ücretli ders görevi verilebileceği mütalaa edilmektedir.

***

ÖZET: Unvanları farklı Devlet memurlarından bazılarının hafta sonlarında, hafta içi mesai saatlerimde veya mesai saatleri dışında, resmi tatil günlerinde, izinli olunan veya ücretsiz izinli oldukları günlerde şirket, vakıf ve dernekler tarafından organize edilen veya dernek veya vakıfların iktisadi işletmeleri aracılığı ile düzenledikleri eğitim, seminer, çalıştay, proje, danışmanlık gibi faaliyetlerde eğitici sunucu, danışman gibi sıfatlar ile bedelli veya bedelsiz-gönüllü olarak görev alıp alamayacakları hk. (08/01/2013- 19348)

Unvanları farklı Devlet memurlarından bazılarının hafta sonlarında, hafta içi mesai saatlerimde veya mesai saatleri dışında, resmi tatil günlerinde, izinli olunan veya ücretsiz izinli oldukları günlerde şirket, vakıf ve dernekler tarafından organize edilen veya dernek veya vakıfların iktisadi işletmeleri aracılığı ile düzenledikleri eğitim, seminer, çalıştay, proje, danışmanlık gibi faaliyetlerde eğitici sunucu, danışman gibi sıfatlar ile bedelli veya bedelsizgönüllü olarak görev alıp alamayacakları hakkında görüş talep eden ilgide kayıtlı yazı incelenmiştir.

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 28 inci maddesinde; “Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç). Memurlar, meslekî faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir işyerinde veya vakıf üniversitelerinde çalışamaz.

Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim, denetim ve disiplin kurulları üyelikleri görevleri, özel kanunlarda belirtilen görevler ile kurumundan izin alınmak kaydıyla yapılan insanî ve sosyal amaçlı gönüllü çalışmalar bu yasaklamanın dışındadır.

Eşleri, reşit olmayan veya mahcur olan çocukları, yasaklanan faaliyetlerde bulunan memurlar bu durumu 15 gün içinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle yükümlüdürler.” hükmüne yer verilmiştir.

Bununla birlikte, 14/2/2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Türk Ticaret Kanunu”nun 16’ncı maddesinin birinci fıkrasında; “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” hükmü ile anılan maddenin ikinci fıkrasında ise; “Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.” hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca, 1982 anayasasının “A.Dernek kurma hürriyeti” başlıklı 33 üncü maddesinde “Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.

Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.

Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.

Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.

Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.

Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.”ifadesi yer almaktadır.

04/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun “Dernek kurma hakkı” başlıklı 3üncü maddesinde “Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.

Ancak, Türk Silâhlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır.

Onbeş yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler; toplumsal, ruhsal, ahlakî, bedensel ve zihinsel yetenekleri ile spor, eğitim ve öğretim haklarını, sosyal ve kültürel varlıklarını, aile yapısını ve özel yaşantılarını korumak ve geliştirmek amacıyla yasal temsilcilerinin yazılı izni ile çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olabilirler.

Oniki yaşını bitiren küçükler yasal temsilcilerinin izni ile çocuk derneklerine üye olabilirler ancak yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar.

Çocuk derneklerine onsekiz yaşından büyükler kurucu veya üye olamazlar.” hükmü bulunmaktadır.

Diğer taraftan, 657 sayılı Kanunun değişik maddelerinde memurlara tanınmış bir hak olarak aylıklı ve aylıksız izin verilmesi öngörülmektedir. Aylıksız izinler mahiyeti itibariyle farklılık arz etmektedir. Devlet memurlarına görev almak üzere verilen aylıksız izinler ile mazeretleri görev alma olmayan refakat izinleri gibi izinlerde bulunmaktadır.

Aylıksız izin memura tanınmış bir hak olup, kişinin memuriyet sıfatı sona ermemektedir. Memurun maaş dışındaki hak ve vecibeleri devam etmektedir.

657 sayılı Kanuna tabii memurlar çalışırken yapabilecekleri ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetleri mezkur Kanunun 28 inci maddesinde düzenlenmiş olup, aylıksız izinde olan devlet memurları, görevde iken yapabilecekleri faaliyetleri aylıksız izinde iken de yapmalarına engel bir husus bulunmamaktadır. Aktif memur olarak çalıştıkları dönemde yapmaları yasaklanmış olan kazanç getirici faaliyetleri aylıksız izinde iken de yapmaları mümkün bulunmamaktadır.

5846 Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1 inci maddesinde “Bu Kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir.” hükmü, 18 inci maddesinde “Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir.” hükmü yer almaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Ders Görevi” başlıklı 89 uncu maddesinde “Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir.

Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun Kararı ile tespit olunur.”denilmektedir.

Söz konusu hüküm uyarınca istisna kapsamında olan Devlet memurlarına ders görevi verilmesi mümkün bulunmaktadır.

08/02/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun “Kurumlarda çalıştırılacak personel” başlıklı 8 inci maddesinin 5 inci fıkrasında “Uzman öğretici, usta öğretici ve öğretmenlik yapma nitelik ve şartlarını taşıyan diğer Devlet memurlarına, ilgili birimlerin izniyle haftada on saati geçmemek üzere ücretli ders görevi verilebilir.”denilmektedir.

Kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medenî Kanununa göre kurulan vakıflar ile bunların kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkilerini düzenlemek üzere 22/1/2004tarihli ve 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanunun 2’nci maddesinde; “e) Dernek ve vakıf organlarında görev alan kamu görevlileri, bu görevleri nedeniyle ücret, huzur hakkı ve başka bir ad altında herhangi bir karşılık alamaz.” hükmü bulunmaktadır.

Yukarıdaki açıklama ve hükümler çerçevesinde; Devlet memurlarının mesai saatleri dışında veya kurumlarının iznini almak suretiyle mesai saatleri içinde;

1-657 sayılı Kanunun 28 inci maddesi hükmü kapsamında yukarıda yer verilen veya verilmeyen “özel kanunlarda belirtilen görevler”i yapmaları ve bunlara dayalı olarak gelir elde etmelerinin mümkün bulunduğu,

2-5580 sayılı Kanun ve ikincil mevzuat hükümlerine uyulmak ve haftalık 10 saati aşmamak üzere “özel öğretim kurumlarında” ders görevi alabilecekleri,

3- 5846 Fikir ve Sanat Eserleri Kanununu çerçevesinde meydana getirdikleri eserleri sözleşme yapmak suretiyle yayımlatabilecekleri söz konusu eserlerin seminer, konferans, panel gibi tanıtım faaliyetlerine müellif olarak iştirak etmelerine mani bir husus bulunmadığı,

4- Anayasa ve 5523 sayılı Dernekler Kanunu çerçevesinde derneklere ve vakıflara üye olabilecekleri gibi yönetim kurullarında görev alabilecekleri, üyesi oldukları bu derneklerin seminer, konferans, panel, kurs gibi faaliyetlerine de eğitici, panelist ve benzeri şekilde katılabilecekleri, bu faaliyetleri ücret karşılığı yürütemeyecekleri, kişinin faaliyet sebebiyle oluşan masraflarının derneklerce karşılanabileceği,

5-Türk Ticaret Kanunun 16 maddesi hükmü uyarınca ticari işletme işleten vakıf ve dernek yönetim kurullarında görev alamayacakları, ticari işletme işleten bir derneğin yönetim kurulunda görev almasının ise ancak söz konusu derneğin gelirinin yarısından fazlasının kamu görevi niteliğindeki işlere harcanması şartıyla mümkün olabileceği,

6- 5072 sayılı Kanun kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medenî Kanununa göre kurulan vakıflarda görev alan kamu görevlilerinin anılan Kanunun 2 maddesi hükmü uyarınca ücret, huzur hakkı ve başka bir ad altında herhangi bir karşılık alamayacağı,

7- Mer’i mevzuat gereğince diğer kamu kurum ve kuruluşları ile yabancı memleket veya uluslararası kuruluşlarda hizmet almaları için izin verilen Devlet memurları hariç olmak üzere kendilerine aylıksız izin verilenlerin memur olarak çalıştıkları dönemde yapmaları yasaklanmış olan kazanç getirici faaliyetleri aylıksız izinde iken de yapmalarının mümkün bulunmadığı,

mütalaa edilmektedir.

***

ÖZET: Fizyoterapist, Sosyal Çalışmacı, Sosyolog, Psikolog, Öğretmen vb. unvanlı memur kadrolarında görev yapan personelin mesai saatleri dışında ücretli ders verip veremeyeceği hk. ( 24/7/2015-4983)

Bakanlığınız emrinde Fizyoterapist, Sosyal Çalışmacı, Sosyolog, Psikolog, Öğretmen vb. unvanlı memur kadrolarında görev yapan personelin mesai saatleri dışında ücretli ders verip veremeyeceği hususunda görüş talep eden ilgi yazı incelenmiştir.

Bilindiği üzere; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı” başlıklı 28 inci maddesinde; “Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç) Memurlar, mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir iş yerinde veya vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışamaz.

Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim, denetim ve disiplin kurulları üyelikleri ile özel kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın dışındadır…” hükmüne yer verilmek suretiyle, memurların mesleki faaliyette bulunmak üzere gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir işyerinde veya vakıf üniversitelerinde çalışamayacakları; ancak özel kanunlarda belirtilen görevlerin bu yasakların kapsamı dışında olduğu ifade edilmiştir.

Diğer taraftan; 657 sayılı Kanunun ‘Ders görevi’ başlıklı 89 uncu maddesinde; ” Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir…” hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca, 08/02/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 8 inci maddesinde, “…İhtiyaç halinde, resmî okullarda görevli öğretmenlere asıl görevlerini aksatmamak ve aylık karşılığı okutmakla yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısını doldurmaları kaydı ve çalıştıkları kurumların izni ile sadece okullarda, aylık karşılığı okutmakla yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısının yarısı kadar ücretli ders verilebilir.

Uzman öğretici, usta öğretici ve öğretmenlik yapma nitelik ve şartlarını taşıyan diğer Devlet memurlarına, ilgili birimlerin izniyle haftada on saati geçmemek üzere ücretli ders görevi verilebilir.

Ders saati ücretli olarak görevlendirileceklerle ilgili diğer hususlar yönetmelikle belirlenir…” hükmüme, “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinin (b) bendinde ise, “özel öğretim kurumları” kavramı okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, dershaneleri, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, öğrenci etüt eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumlan seklinde tanımlanmış; (c) bendinde de “özel okul” kavramının sadece okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve ortaöğretim özel okullarını kapsadığı ifade edilmiştir.

Görüldüğü üzere, 657 sayılı Kanunun 28 inci maddesiyle, memurların mesleki faaliyette bulunmak üzere gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir işyerinde veya vakıf üniversitelerinde çalışamayacakları, ancak özel kanunlarda belirtilen görevlerin bu yasaklamanın kapsamı dışında olduğu belirtilmiş; özel kanun niteliğindeki 5580 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle de 657 sayılı Kanunun 28 inci maddesindeki ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyette bulunma yasağına istisna bir düzenleme getirilmiş, 89 uncu madde ile de her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi(Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim elemanı bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebileceği belirtilmiştir.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, 657 sayılı Kanunun 28 inci maddesi ve 5580 sayılı Kanunun anılan hükümleri birlikte değerlendirilerek, Bakanlığınız emrinde görev yapan personelden;

– Öğretmenlere, sadece okullarda olmak üzere, aylık karşılığı okutmakla yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısının yarısı kadar,

– Uzman öğretici, usta öğretici ve öğretmenlik yapma nitelik ve şartlarını taşıyan diğer memur kadrolarında görev yapan personele ise haftalık on saate kadar,

Özel Eğitim Kurumlarında mesai saatleri dışında Kurumunuzun izniyle ücretli ders görevi verebileceği mütalaa edilmektedir.

***

ÖZET: Bakanlığınız emrinde ilköğretim okulu öğretmeni olarak görev yapan .. ’nin Türkiye Güreş Federasyonunca tertip edilen yağlı güreşlerde bir sözleşmeye taraf olmadan ve doğrudan ya da dolaylı olarak menfaat temin etmeden, ancak mesai saatleri dışında sosyal bir faaliyet olarak yapmasına mani bir husus bulunmadığı hk. (04/07/2011-12566)

Bakanlığınız emrinde ilköğretim okulu öğretmeni olarak görev yapan personelin hakkındaki iddialar ile ilgili Eğitim Müfettişi eliyle yürütülen incelemeye esas teşkil etmek üzere, Devlet memurlarının Türkiye Güreş Federasyonunca takvime bağlanan ya da mahalli olarak tertip edilen yağlı güreşlerde cazgırlık yapıp yapamayacağı hususunda görüş talep edilen ilgi yazı incelenmiştir

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı” başlıklı 28 inci maddesinde; “Memurlar Türk Ticaret Kanununda göre (Tacir) ve (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç.)

Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri ile kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim ve denetim kurulları üyelikleri görevleri ve özel kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın dışındadır” hükmü yer almaktadır.

Söz konusu hükümde ile memurların kazanç getirici faaliyetleri genel olarak yasaklanmış ve yasak kapsamının dışında kalan faaliyetler istisnai olarak sayılmış olup 657 sayılı Devlet Memurları Kanuna tabi olarak görev yapan personelin, yukarıda sayılan ve özel kanunlarla düzenlenen istisnalar dışında, üçüncü kişi veya tüzel kişiler ile sözleşme yapmak suretiyle kazanç getirici faaliyette bulunmalarının mümkün olmadığı sarihtir.

Bu hüküm ve açıklamalar karşısında, anılan personelin cazgırlık faaliyetinden dolayı yükümlülük altına gireceği bir sözleşmeye taraf olması ve doğrudan ya da dolaylı olarak menfaat temin etmesinin mümkün olmadığı, ancak mesai saatleri dışında sosyal bir faaliyet olarak cazgırlık yapmasına mani bir husus bulunmadığı mütalaa edilmektedir.

***

ÖZET: Bakanlığınız bünyesinde sınıf öğretmeni olarak görev yapan …’ın mesleği dışında göreviyle ilgili olmayan konularda köşe yazarlığı yapmasının disiplin yönünden suç teşkil edip etmediği ve söz konusu eyleme yönelik disiplin cezası uygulanıp uygulanamayacağı hk. (31/05/2012-8276)

Bilindiği üzere; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun tarafsızlık ve devlete bağlılık başlıklı 7 nci maddesinde; Devlet memurlarının siyasi partiye üye olmaları ve herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunmaları yasaklanmıştır. Mezkur Kanunun 28 inci maddesinde ise; “Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç). Memurlar, meslekî faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir işyerinde veya vakıf üniversitelerinde çalışamaz.” hükmü yer almaktadır.

Öte yandan; 5/12/2012 tarihi ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1 inci maddesinde; “ Bu Kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyotelevizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir.” hükmü yer almakta olup, aynı maddenin (B) bendinde sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri eser olarak tanımlanmıştır. Ayrıca 18 inci maddesinde; “Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıdaki hükümler çerçevesinde; Devlet memuru olarak görev yapan personelin; bir gazetede hizmet akdine bağlı olarak köşe yazarlığı yapamayacağı, 657 sayılı Kanunun ödev ve sorumluluklar ile yasaklara ilişkin hükümlerine riayet etmek kaydıyla 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser çıkarabileceği, mezkur Kanun kapsamında eser çıkarmasının disiplin suçu sayılmayacağı mütalaa edilmektedir.

Diğer taraftan; ilgilinin yazdığı yazıların eser niteliğinde olup olmadığı, herhangi bir siyasi parti; kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef alıp almadığı, gazete sahibi gerçek veya tüzel kişilerle sözleşmeye dayalı bir ilişki içersinde olup olmadığı hususları dikkate alınarak konunun Bakanlığınızca değerlendirilmesi uygun olacaktır.

***

ÖZET: 657 sayılı Kanunda Devlet memurunun kitabın yazarı olarak ismi ile birlikte kariyer unvanının ve görev yaptığı kurumun adının kullanılması hususunda herhangi bir yasal engel bulunmadığına ilişkin (05/02/2007-1855)

Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığında sigorta müfettişi olarak görev yaptığınızı sigorta mevzuatıyla ilgili olarak yazmış olduğunuz kitapta çalıştığınız kurum adıyla unvanınızın kitap kapağında kullanıp kullanamayacağınız hususunda görüş talep eden ilgi dilekçe incelenmiştir.

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 28 inci maddesinde; “Memurlar Türk Ticaret Kanuna göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç).” hükmü yer almaktadır.

Ticaret sicili Nizamnamesinin 14 üncü maddesinde “Türk Ticaret Kanununun 12 nci maddesinde tarif edilen ticarethane veya fabrikalar ile 13 üncü maddesinde tarif edilen ticari şekilde işletilen diğer müesseseler ticari işletmedir.

Bir gelir sağlamayı hedef tutmıyan veya devamlı olmıyan faaliyetlerle Türk Ticaret Kanununun 17 nci maddesinde tarif edilen esnaf faaliyeti sınırlarını aşmıyan faaliyetler ticari işletme sayılmaz.”denilmektedir.

6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda bir ticari işletmeyi,kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir deneceği, ister gezici olsunlar,ister bir dükkanda veya bir sokağın muayyen yerlerinde sabit bulunsunlar,iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değil “esnaf” sayılacağı hükme bağlanmıştır.

5846 Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1 inci maddesinde “ Bu Kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir.” hükmü, 18 inci maddesinde “Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir.” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; gizli bilgileri bulundurmamak koşuluyla, Devlet Memurunun 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında her türlü eser çıkarabileceği değerlendirilmekle birlikte, 657 sayılı Kanunda Devlet memurunun kitabın yazarı olarak ismi ile birlikte kariyer unvanının ve görev yaptığı kurumun adının kullanılması hususunda herhangi bir yasal engel bulunmadığı ve bu tür faaliyetlerin 657 sayılı Kanununa ve ilgili diğer mevzuata aykırılık teşkil etmeyeceği düşünülmektedir.

***

ÖZET: Amway Limited Şirketi ile sözleşme yapmak suretiyle yürütülen serbest girişimcilik faaliyetinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28 inci maddesi kapsamında olup olmadığı ile Devlet memurunun aile yardım ödeneğine müstahak çocuğunun Amway serbest girişimcisi olması durumunda aile yardım ödeneğinin verilip verilemeyeceği hk.(09/04/2010-5663)

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı” başlıklı 28 inci maddesinde; “Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç).

Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri ile kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim ve denetim kurulları üyelikleri görevleri ve özel kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın dışındadır.

Eşleri, reşit olmayan veya mahcur olan çocukları, yasaklanan faaliyetlerde bulunan memurlar bu durumu 15 gün içinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle yükümlüdürler,” hükmü, “Aile yardımı ödeneği hakkını kaybetme” başlıklı 205 inci maddesinde, “Memur, eş için ödenen aile yardımı ödeneği hakkını eşinden boşanma veya eşinin ölümü, çocuk için ödenen yardım ödeneği hakkını da çocuğun ölümü veya 206 ncı maddedeki hallerin vukuunu takip eden ay başından itibaren kaybeder.” hükmü, “Çocuk için aile yardımı ödeneği verilmeyecek haller” başlıklı 206 ncı maddesinde ise, “Aşağıdaki hallerde çocuklar için aile yardımı ödeneği verilmez:

  1. Evlenen çocuklar,
  2. 25 yaşını dolduran çocuklar (25 yaşını bitirdiği halde evlenmemiş kız çocukları ile çalışamayacak derecede malûllükleri resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilenler için süresiz olarak ödeneğin verilmesine devam olunur.
  3. Kendileri hesabına ticaret yapan veya gerçek veya tüzel kişiler yanında her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışan çocuklar (Öğrenim yapmakta iken tatil devresinde çalışanlar hariç),
  4. Burs alan veya Devletçe okutulan çocuklar.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, Amway Limited Şirketinin web sitesi olan “www.amway.com.tr” adlı sitede söz konusu Şirketin ürünlerinin doğrudan satış adı verilen bir yöntemle satıldığı belirtilmekte ve doğrudan satış yöntemi ise mal ve hizmetlerinin, genellikle tüketicilerin kendi evlerinde veya başkalarının evlerinde, veya sabit perakende satış yerlerinin dışında başka yerlerde, tüketicilerle yüz yüze gelerek doğrudan pazarlanması şeklinde tanımlanmaktadır. Ayrıca, adı geçen sitede bahsi geçen Şirketin ürünlerinin yalnızca Amway serbest girişimcileri aracılığı ile satıldığı, serbest girişimcilerin kazançlarının son kullanıcılara satılan ürün miktarı ile doğru orantılı olduğu ve satış kār marjı ile satış hacmine bağlı olarak verilen primlerden oluştuğu, Şirket ile işbirliği yapılması durumunda esnek çalışma programı sayesinde serbest girişimcilerin bu işle esas işlerini isterlerse birlikte yürütmelerine imkan verildiği, Amway serbest girişimcilerinin Amway Limited Şirketi ile sözleşme yapmış bağımsız yükleniciler olduğu da belirtilmektedir.

Yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde,

-Başkanlığınızda görev yapan personelin Amway Limited Şirketi ile sözleşme yaparak serbest girişimci sıfatıyla söz konusu Şirketin ürünlerini sattığı, ürün satışından kar elde ettiği hususları dikkate alındığında, bahsi geçen Şirket ile sözleşme yapmak suretiyle yürütülen serbest girişimcilik faaliyetinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28 inci maddesinin kapsamında olduğu,

– 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 206 ncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendine göre “gerçek veya tüzel kişiler yanında her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışan çocuklar” için aile yardımı ödeneğinin verilmeyeceğinin belirtilmesi sebebiyle, Devlet memurunun aile yardımı ödeneğine müstahak çocuğunun Amway serbest girişimcisi olması durumunda söz konusu çocuk için aile yardımı ödeneğinin ödenemeyeceği, mütalaa edilmektedir.