Kamu İdaresi Türü
Yılı 2008
Dairesi 4
Dosya No 36492
Tutanak No 37315
Tutanak Tarihi 4.6.2013
Kararın Konusu

Dosyada mevcut belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşüldü:

1- 1417 sayılı ilamın 1.maddesiyle Belediye şirketi Belmek A.Ş.ye 76.000,00 TL borç verilmesi nedeniyle tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi dilekçesinde özetle;

“5018 sayılı Kanun’un 61 nci maddesinde Muhasebe Yetkililerinin ödeme aşamasında yetki ve sorumlulukları belirlenmiştir. Belediyemizin Muhasebe Yetkilisi olarak resmi anlamda bir görevlendirmem olmamıştır. Ancak, ödeme belgeleri düzenlenirken içeriğinde Muhasebe Yetkilisi unvanına yer verilmiş olup, bu bölümlere Mali Hizmetler Müdürü olarak görev yapmama rağmen imza atmış olmam nedeniyle Muhasebe Yetkilisi sorumluluğunun şahsıma yükletilmesinin doğru olmadığı inancındayım. Üst Yönetici ve Belediye Başkanı Hüseyin KALKAN tarafından şirkete borç para verilmesi konusunda bankaya yazılı talimat gönderilerek söz konusu para aktarılmıştır. Dolayısıyla, bu konuda kusurlu kabul edilmem ve hakkımda tazmin kararı verilmesi doğru değildir. Ayrıca, Belediye şirketine 76.000,00 Tl.borç verilmesine dair verilen tazmin kararının usul ve yasaya uygun olmadığı inancındayım. 5393 Sayılı Belediye Yasasının 70.maddesine ‘Belediye kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre şirket kurabilir.’ Hükmüne yer verilmiştir. Tazmin kararına konu Belkent şirketi Belediyemiz Başkanlığınca kurulmuş olup, sermayesinin yaklaşık % 98’i Belediyemize aittir. Şirketin faaliyetleri içerisinde yer alan hizmet alanları ilgili mevzuat hükümlerine göre Belediyemizin görev ve yetkileri içerisinde yer almaktadır. Dolayısıyla, Belediyemizin görev ve hizmet alanları ile ilgili olarak faaliyet gösteren şirkete nakdi destek sunulması mevzuata aykırılık teşkil etmemektedir.”

Demiştir.

Savcılık Daire kararının onanması yönünde görüş bildirmiştir.

Dilekçinin muhasebe yetkilisi olarak sorumlu tutulmaması gerektiği yönündeki iddiasına ilişkin olarak; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunun 61.maddesinde; “Muhasebe hizmeti; gelirlerin ve alacakların tahsili, giderlerin hak sahiplerine ödenmesi, para ve parayla ifade edilebilen değerler ile emanetlerin alınması, saklanması, ilgililere verilmesi, gönderilmesi ve diğer tüm malî işlemlerin kayıtlarının yapılması ve raporlanması işlemleridir. Bu işlemleri yürütenler muhasebe yetkilisidir. Memuriyet kadro ve unvanlarının muhasebe yetkilisi niteliğine etkisi yoktur.

Muhasebe yetkilisi, bu hizmetlerin yapılmasından ve muhasebe kayıtlarının usulüne uygun, saydam ve erişilebilir şekilde tutulmasından sorumludur. 9.12.1994 tarihli ve 4059 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin muhasebe hizmetleri Maliye Bakanlığınca yürütülür. Muhasebe yetkilileri gerekli bilgi ve raporları düzenli olarak kamu idarelerine verirler.

Muhasebe yetkilileri ödeme aşamasında, ödeme emri belgesi ve eki belgeler üzerinde;

a) Yetkililerin imzasını,

b) Ödemeye ilişkin ilgili mevzuatında sayılan belgelerin tamam olmasını,

c) Maddi hata bulunup bulunmadığını,

d) Hak sahibinin kimliğine ilişkin bilgileri,

Kontrol etmekle yükümlüdür.

Muhasebe yetkilileri, ilgili mevzuatında düzenlenmiş belgeler dışında belge arayamaz. Yukarıda sayılan konulara ilişkin hata veya eksiklik bulunması halinde ödeme yapamaz. Belgesi eksik veya hatalı olan ödeme emri belgeleri, düzeltilmek veya tamamlanmak üzere en geç bir iş günü içinde gerekçeleriyle birlikte harcama yetkilisine yazılı olarak gönderilir. Hataların düzeltilmesi veya eksikliklerin giderilmesi halinde ödeme işlemi gerçekleştirilir.” Hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükme göre giderlerin hak sahiplerine ödenmesi işlemlerini yürütenler muhasebe yetkilisi olduğundan ve memuriyet kadro ve unvanlarının muhasebe yetkilisi niteliğine etkisi olmadığından dilekçinin Mali Hizmetler Müdürü olarak görev yapması nedeniyle attığı imzadan sorumlu olmaması yönündeki iddiası yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte madde hükmünde muhasebe yetkililerinin ödeme belgeleri üzerinde yapacakları kontrol işlemleri sayılmış olup, muhasebe yetkililerinin ödemenin mevzuata uygunluğundan sorumlu tutulmaları mümkün değildir.

Diğer taraftan borç verme işlemi nedeniyle düzenlenen 21.08.2008 tarih ve 315 sayılı muhasebe işlem fişinin harcama yetkilisi tarafından imzalanmadığı ve ekinde belediye şirketine borç verilmesi yönünde bir onayın ya da talimatın olmadığı görülmüştür. Bu nedenle muhasebe yetkilisinin belediye şirketine borç verme işleminden sorumlu tutulmaması yönündeki iddiası yerinde görülmemiştir.

Konunun esasına gelince, 5393 sayılı Belediye Kanununun 15.maddesinde belediyelerin borç alabileceği düzenlenmiş olmakla birlikte borç verebileceklerine dair bir düzenleme yapılmamıştır.

Sonuç olarak belediye şirketine borç verme işlemi mevzuata aykırı olduğundan ve muhasebe yetkilisinin sorumluluk itirazı yerinde görülmediğinden 1417 sayılı İlam’ın 1. maddesi ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz