T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/473
KARAR NO : 2021/398
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2020
NUMARASI: 2020/427 2020/789
DAVANIN KONUSU: Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkile şirketin temlik aldığ, temlik eden ile davalı arasında, 27.03.2019 tarihinde Master “…” Agreement adlı sözleşme (“Sözleşme”) tanzim edildiğini, sözleşmenin konusu/içeriğinin temlik eden tarafından sağlanan “Erişim ve Kullanım Lisansı” ile “Abonelik Hizmetleri”nin davalı tarafından kullanılması olduğunu, sözleşme süresinin 1 yıl olduğunu, bedelinin aylık 12.000,00 TL olduğunu, sözleşmeye göre fesih ihbar süresinin 15 gün olduğunu, sözleşme kapsamında Mart – Ekim 2019 tarihleri arasında hizmet verildiğini, 4 adet toplam 79.200,00 TL tutarında faturalarrın temlik eden şirket tarafından tanzim edilerek davalıya iletildiğini, davalı şirketin 04.10.2019 tanzim tarihli fesih ihbarını temlik eden şirkete ileterek iki adet faturayı iade ettiğini, Sözleşmenin 9. maddesinde, ABD’nin Kaliforniya eyaleti hukukunun ve Amerikan Tahkim Derneği Ticari Tahkim Kuralları’nın uygulanacağı yönünde bir ibare varsa da; aynı maddenin ilk cümlesinde yer alan “Talepte bulunan tarafın bulunduğu ülke hukukunun uygulanması ve mahkemelerinin yetkisi saklı kalmak kaydıyla” ibaresi sebebiyle, geçerli bir tahkim şartından da bahsedilemeyeceğinden, mahkemenin huzurdaki davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğunu belirterek kısmi eda davasının kabulüyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 12.000,00 TL’nin fatura tarihlerinden itibaren yürütülecek ticari avans faizleriyle birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, her türlü yargılama giderinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 9. maddesinde doğabilecek uyuşmazlıklara, ABD California eyaleti hukukunun ve Amerikan Tahkim Derneği Ticari Tahkim kurallarının uygulanacağı yönünde açık bir düzenleme içerdiğini, huzurdaki uyuşmazlıkta Türk Mahkemeleri’nin yargı yetkisi bulunmadığını, davacı şirketin (Veloxity İnc) Amerika’da bulunduğunu, huzurdaki davacı şirketin ise Amerikan şirketinin bir uzantısı niteliğinde olduğunu, bu sebeplerle yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı şirketin taraf sıfatı bulunmadığını, dava konusu temliğin müvekkilinin haberi ve rızası olmaksızın gerçekleştirildiğini, davacı firmanın aktif dava ehliyeti bulunmadığını, davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacı firmadan hiç bir suretle hizmet almadığını belirterek öncelikle davanın uygulanacak hukuk, yetki ve görev yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın aktif husumet nedeniyle reddine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” HMK’nun 413. maddesinde belirlenen hükümler de göz önüne alınarak Dava dışı …. şirketi ile davalı arasında imzalanan temliknameye konu sözleşmenin uygulanmasından çıkan uyuşmazlıkların Amerikan Tahkim Birliğinin Ticari Tahkim Kurallarının uygulanması hususu sabit olup, sözleşmede geçerli bir tahkim şartının düzenlendiği, davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile ilk itiraz olarak tahkim itirazında bulunduğu anlaşıldığından, HMK’nun 116. Maddesi gereğince mahkememizde açılan davadaki uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözülmesi gerekeceğinden davanın usulden reddine ” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; dava konusu alacağı dayanak sözleşme’nin incelenmesinden; ” sözleşmeden kaynaklanan bir davanın davacısının bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu bu durumda o yer hukukunun uygulanacağının ” hükme bağlandığı, bir diğer deyişle; tahkim şartı, uyuşmazlıkların istisnasız ve kesin bir biçimde tahkim merciince çözüleceğine ilişkin bir kayıt içermediğinden geçerli bir tahkim şartından söz edilemeyeceğini, bu hususta yargıtay kararları bulunduğunu, ayrıca tahkim şartı, 805 sayılı kanuna aykırı bir sözleşmeden ileri gelmekle, geçerlilik taşımadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, dava dışı …. şirket ile davalı arasında imzalanan Master Agreement adlı sözleşme kapsamında temlik alan davacı tarafça sözleşmeye konu alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davalı, temlik eden ile davalı arasında düzenlenen sözleşmeden dolayı uyuşmazlıklara ABD California eyaleti hukukunun uygulanması gerektiğini belirterek tahkim ilk itirazında bulunmuştur.Dosya kapsamına göre; dava dışı …. Şirketi ile davalı arasında 27/03/2019 tarihli Master “SaaS” Agreement adlı sözleşme imzalandığı ve davacının dava dışı …. şirketinden alacağı temlik aldığı, dava dışı Veloxity Inc. şirketi ile davalı arasında imzalanan temliknameye konu sözleşmenin 9. maddesinde; “Her bir tarafın davacının bulunduğu ülkenin hukukunu uygulama ve mahkemelerine başvurma haklı saklı olmak üzere, kanunlar ihtilafı kuralları uygulanmayacak şekilde işbu Sözleşme’ye her bakımdan hakim hukuk Kalifornia Eyaleti hukukudur. İşbu Sözleşme’den ya da işbu Sözleşme’ye ya da konusuna ilişkin olarak ortaya çıkan tüm uyuşmazlıklar münhasıran Amerikan Tahkim Birliğinin Ticari Tahkim Kuralları uyarınca bağayıcı tahkim yolu ile çözülecektir.” hükümlerinin bulunduğu görülmüştür.6100 sayılı HMK.’nın 116. maddesinde; “(1) İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir:a) Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı.b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.c) İş bölümü itirazı.117. maddesinde; “(1) İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.(2) İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir.(3) İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.” hükümleri yer almaktadır.Tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamının veya birkısmının çözümünü hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmalar tahkim sözleşmesi olarak adlandırılmakta olup yalnızca iki tarafın iradeleriyle tasarrufta bulunabilecekleri konularda tahkim sözleşmesi yapılabilir. İster bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde isterse bir tahkim şartı şaklinde yapılsın tahkim sözleşmesinin geçerliliği için aranan temel unsurlar geçerli bir tahkim iradesinin varlığı ve yazılı şekil şartıdır. Tahkim sözleşmesinin tabi olduğu şekil doğrudan doğruya Türkiye’nin tabi olduğu 1958 tarihli New York Sözleşmesi’nin 2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre tahkim şartından bahsedebilmek için taraflarca imzalanmış yazılı bir anlaşma, karşılıklı mektup teatisi veya telgraf aranmaktadır. Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 4. maddesinde ise; “Yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için tahkim anlaşmasının taraflarca imzalanmış bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim antlaşmasının varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması gerekir. Asıl sözleşmenin bir parçası haline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması halinde de geçerli bir tahkim anlaşması yapılmış sayılır” hükümlerine yer verilmiştir. Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 412. maddesinde New York Sözleşmesi ve Milletlerarası Tahkim Kanunu hükümlerine eşdeğer nitelikte düzenlemelere yer verilmiştir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11/05/2015 tarih 2015/1687 Esas 2015/6696)Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davaya konu sözleşmenin 9. maddesinde, mevcut sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklar için tahkim yolunun yanı sıra, davacının bulunduğu ülkenin hukukunu uygulama ve mahkemelerine başvurma imkanı da getirdiği görülmektedir. Kural olarak tahkim yargısı istisnai nitelikte olup, tarafların bu husustaki iradelerini açık ve kesin bir şekilde bildirmiş olmaları gerekir. Başka bir ifadeyle, tahkim sözleşmesi veya şartının, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi yolundaki taraf iradesini tereddüte yol açmayacak şekilde içermesi gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4735 Esas 2017/259 Karar sayılı ilamında “…Tahkim şartı veya anlaşmasının geçerli olabilmesi için yanların tahkim iradesini açıkladıkları tahkim şartı ya da sözleşmede tartışma ve karışıklığa neden olmayacak biçimde açık ve kesin olarak belirtmiş olmaları zorunludur. Dairemiz ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında geçerli bir tahkim şartı varlığı veya tahkim anlaşmasının geçerli sayılabilmesi için uyuşmazlığın kesin olarak hakemde çözüleceğinin kararlaştırmış olması gerektiği kesin iradeyi ortadan kaldıran ya da zayıflatan kayıtların tahkim sözleşmesi veya şartını geçersiz-hükümsüz kılacağı kabul edilmektedir.” şeklinde ifade edilmektedir. O halde davaya konu sözleşmenin 9. Maddesinde düzenlenen tahkim şartı mutlak ve kesin bir uyuşmazlık çözüm yolu olmaktan çıktığı, geçersiz olduğu kabulü gerekir.Sonuç olarak, sözleşmede kararlaştırılan tahkim şartı geçersiz olduğu gözetilmeden tahkim ilk itirazı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın aıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/427 E. 2020/789 K. sayılı 24/11/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE,3-Davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/04/2021

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz