Pemsantaş Palandöken Elektro Mekanik İnş. Taah. San. Tic. A.Ş. tarafından 26.12.2022 tarih ve 69551 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan dilekçe ile DSİ 8. Bölge Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen 2016/561138 İKN’li “DSİ 8. Bölge Müdürlüğü Sulama Tesisleri Ölçüm Cihazları Alımı” ihalesine, Devlet Su İşleri 24. Bölge Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen 2015/85473 İKN’li “24 Bölge AGİ Makine Teçhizat Alımı” ihalesine, DSİ 23. Bölge Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen 2022/94406 İKN’li “DSİ 23 Bölge Müdürlüğü Taşkın Erken Uyarı Sistemi Kurulumu” ihalesine ilişkin yaptığı itirazen şikâyet başvuruları kapsamında yatırmış olduğu başvuru bedellerinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun Geçici 21 inci maddesi uyarınca iadesi talebinde bulunulmuş, Kurul tarafından alınan 19.01.2023 tarihli ve 2023/YK-583 sayılı karar ile “…Bu çerçevede Kuruma yapılan talep incelendiğinde, talep sahibi tarafından elden, posta ile ya da EKAP üzerinden başvuru yapılmadığı ve tek dilekçe ile birden fazla karara ilişkin iade talebi yapıldığı anlaşıldığından 4734 sayılı Kanunun Geçici 21 inci maddesi kapsamında son başvuru tarihi olan 26.12.2022 tarihinde yapılan itirazen şikayet başvurusu kapsamında ödenen başvuru bedelinin iadesi talebinin reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
Başvuru bedeli iadesi talebinin reddine,…” karar verilmiştir.
Bunun üzerine Pemsantaş Palandöken Elektro Mekanik İnş. Taah. San. Tic. A.Ş. tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin 10.01.2024 tarihli ve E:2023/286, K:2024/21 sayılı kararında “…Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket tarafından DSİ 8.Bölge Müdürlüğü Sulama Tesisleri Ölçüm Cihazları Alımı ihalesine ilişkin alınan 29/03/2017 tarih ve 2017/UM.III-931 sayılı, 2015/85473 İK numaralı 24 Bölge AGİ Makine Teçhizat Alımı İhalesine ilişkin alınan 18/09/2015 tarih ve 2015/UM.III-2568 sayılı, 2022/94406 İK numaralı DSİ 23.Bölge Müdürlüğü Taşkın Erken Uyarı Sistemi Kurulumu İhalesine ilişkin alınan 08/06/2022 tarih ve 2022/UM.II-706 sayılı kararlara karşı davalı idareye yapılan itirazen şikayet başvurularına ait bedellerin 4734 sayılı Geçici-21’inci maddesi uyarınca iadesi talebinde bulunulduğu, ancak başvurunun elden, posta ile ya da EKAP üzerinden yapılmadığı ve tek dilekçe ile birden fazla başvuru bedelinin istenildiği gerekçesiyle davacı şirketin talebinin reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, davalı idarece İtirazen Şikayet Başvuru Bedelinin İadesine İlişkin Yönerge düzenlemelerinin dayanak alındığı anlaşılmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 19/03/2020 tarihli ve 31073 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15/01/2020 tarih ve 2017/37300 sayılı Başvuru Numaralı kararında; itirazen şikayet yolu için başvuru bedeli alınmasının amacının yersiz başvuruların önüne geçmek ve idari sürecin etkin bir şekilde işlemesini sağlama olduğu, itirazen şikayet başvuru bedeli alınması belirtilen kamu yararı amacına dayanmakla birlikte haklı çıktıktan sonra bedelin iade edilmemesi şeklinde mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin, itirazen şikayet yoluna başvuranlar hakkında aşırı bir külfet yüklememesi gerektiği, 4734 sayılı Kanun’da öngörülen idari yollar tüketilmeden dava açılmasının mümkün olmadığı, doğrudan dava açılabilseydi ilgililer tarafından itirazen şikayet başvuru bedeli ödenmeyeceği ve davasında haklı çıkması durumunda ise yargılama giderleri karşı tarafa yükleneceği, diğer taraftan itirazen şikâyet başvuru bedelinin idari yargıda dava açma masraflarıyla karşılaştırıldığında çok yüksek olduğu, ihaleye katılan isteklilerin hukuka aykırı bir durumla karşılaştıklarında haklı çıksalar dahi itirazen şikayet başvuru bedelinin kendilerine iade edilmeyeceğini bilmeleri bu yola başvurmalarını engelleyebileceği belirtilerek Kamu İhale Kurumuna yaptığı itirazen şikayet başvurusu neticesinde haklı bulunan şirkete itirazen şikayet başvurusu sırasında ödenen bedelin iade edilmemesinin, şirketin mal varlığında eksilmeye yol açması dolayısıyla aşırı külfet yüklediği ve mülkiyet hakkına ölçüsüz bir müdahale olarak değerlendirilmek suretiyle Anayasa’da güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Uyuşmazlığa konu olayda, Kamu İhale Kanunu’na göre mevzuatta öngörülen idari yolları tüketmeden dava açılamayacağı, bunun zorunlu bir başvuru yolu olduğu, bu başvuru akabinde dava açılabileceği, başvuru için de bedel yatırılması gerektiği, ihaleyi yapan idarelerin hatalı işlemi nedeniyle idari yollara ve dava açma yoluna başvurmak zorunda kalan davacı şirkete şikayetlerinde netice itibarıyla haklı çıkmasına rağmen başvuru bedellerinin iade edilmediği ve davacı şirketin mal varlığında ödenen bedeller kadar eksilme meydana geldiği, yukarıda özet gerekçesine yer verilen Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, davacı şirkete haklı çıkmasına rağmen itirazen şikayet başvuru bedellerinin iade edilmemesi suretiyle mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin davacı şirketin menfaatlerinin dikkate alınmaması nedeniyle ölçüsüz olduğu, şikayetinde haklı çıkan davacı şirketin söz konusu başvuru bedellerini doğrudan yatırdığı Kamu İhale Kurumundan almak yerine ayrı bir dava açmaya zorlanmasının davacı aleyhine külfet yükleyeceği anlaşılmaktadır.
Buna göre, Yönerge düzenlemesi ile mülkiyet hakkının korunmasına sınırlama getirilmesinin ve mülkiyet hakkının temininin zorlaştırılmasının hukuken kabul edilebilir olmadığı, davacının KEP üzerinden elektronik imza ile yaptığı başvurunun hukuken geçerli bir başvuru olduğu, davalı kurum tarafından davacı şirketin başvurusunda talep ettiği bedelleri ilgili idarelere rücu edilebileceği de açık olduğundan; davacı şirket tarafından, ödenen itirazen şikayet başvuru bedellerinin davalı idare tarafından davacıya iadesi gerekmekte olup, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık görülmemiştir…” yönünde karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
1- Kamu İhale Kurulunun 19.01.2023 tarihli ve 2023/YK-583 sayılı kararının iptaline,
2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, başvuru bedellerinin iadesine,
Oybirliği ile karar verildi.
|